Son günlerin en çok konuşulan konularından biri, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya yönelik yaptığı sert eleştiriler oldu. İkilinin geçmişteki yakın ilişkileri göz önüne alındığında, bu durum hem siyasi çevrelerde, hem de halk arasında büyük bir merak uyandırdı. Trump’ın Netanyahu’yu azarladığı iddiaları, özellikle Beyaz Saray’ın konuya dair sessiz kalması ile birleşince, pek çok soru işareti doğurdu. Neden Trump ve Netanyahu arasındaki bu gerginlik gündeme geldi? Beyaz Saray bu duruma neden sessiz kalıyor? Bu yazıda, tüm bu soruların yanıtlarını arayacağız.
Trump ve Netanyahu, yıllar boyunca sıkı bir müttefik olarak biliniyorlardı. Trump’ın 2016’daki başkanlık seçimleri sürecinde Netanyahu'nun desteğini aldığı ve özellikle Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması gibi tarihi kararlarda iki liderin iş birliği yaptığı biliniyor. Ancak son zamanlarda yaşanan gerginlikler, bu dostane ilişkiyi sorgulatmaya başladı. Trump’ın son açıklamalarında, Netanyahu'nun liderliğine yönelik eleştirilerde bulunması, birçoklarının sunduğu bu dostluğun aslında yüzeysel olabileceğini düşündürüyor.
Trump, son zamanlarda yaptığı açıklamalarda Netanyahu'yu, bazı siyasi tercihleri ve yaklaşımı nedeniyle eleştirdi. İzlediği politikalar ve özellikle Filistin meselesindeki duruşu, Trump’ın tarafında sert bir dille sorgulanmasına neden oldu. Bu noktada, Trump’ın eleştirilerinin, sadece Netanyahu’ya değil, aynı zamanda ABD’nin Ortadoğu politikalarına yönelttiğini de belirtmek gerekir. Bu durum, Trump’ın siyasi geçerliliği açısından ne anlama geliyor?
Trump’ın Netanyahu’ya yönelik eleştirilerine en büyük tepkisizliği gösteren yerlerden biri hiç şüphesiz Beyaz Saray oldu. Biden yönetimi, Trump’ın bu çıkışlarına yanıt vermekten kaçınıyor. Ancak bu sessizlik, pek çok uzmana göre dikkatli bir stratejik hesap olarak değerlendirilmekte. Beyaz Saray, gündemi takip etmenin yanı sıra, Trump’ın açıklamalarının etkisini en aza indirmeye çalışıyor olabilir. Bu bağlamda, Trump’ın Netanyahu’ya yönelik eleştirilerinin özellikle Cumhuriyetçiler arasında yarattığı etkiler de göz önünde bulundurulmalıdır.
Siyasi analistler, Beyaz Saray’ın sessiz kalmasının ardında yatan nedenler arasında Trump’ın popülaritesini düşürme ve Netanyahu'yu daha fazla eleştirmeme stratejisini de görüyor. Ayrıca, Netanyahu’nun Beyaz Saray’la olan ilişkilerinin, Trump döneminde olduğu kadar güçlü olmaması, şu anki yönetimin bu konuda temkinli davranmasına sebep olmuş olabilir. İki lider arasındaki gerginlik, sadece iki isimle sınırlı değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin gidişatını da etkileyebilecek bir tablo yaratıyor.
Sonuç itibarıyla, Trump’ın Netanyahu’ya yönelik eleştirileri sadece kişisel bir tartışma değil; aynı zamanda uluslararası politikaların etkilendiği bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Beyaz Saray’ın sessizliği, bu noktada stratejik bir tercih gibi görünüyor. Ancak bu durum, önümüzdeki günlerde ne tür gelişmeleri beraberinde getirecek, merakla beklenen bir soru olmaya devam ediyor. Bu süreçte ilerleyen günlerin bizlere neler göstereceği ise henüz bilinmiyor.